Yönetici Geliştirme Programı kapsamında Söğüt İmam Hatip Okulları idarecileri ile Kasım ayında Ülkemizde Din Eğitimine, ilmi, tarihi ve kültürel mirasına katkıda bulunan medeniyet öncülerimiz; alimler ve öncü şahsiyetler ile örnek çalışmalarıyla ilham bırakan eğitimcilerden seçtikleri şahsiyetlerden örnekler vererek güzel bir sunum gerçekleştirdiler.

     Celalettin ÖKTEN hocanın; “Asrın ihtiyaçlarını müdrik, Doğu’yu ve Batı’yı bilen münevver, aydın desinler diye dinden taviz vermeyen, dindar desinler diye de dinden taviz vermeyen, tavizsiz fakat müsamahakâr bir gençlik...” sözüyle başlanan sunuda “Derse gelmediğim gün cenazeme gelin” diyen merhum hocamızın hayat hikayesi ve  İmam Hatip Okulları için katkıları üzerinde duruldu.

     “Bize bütün hareketlerimiz için değer ve kaide sunacak, sokak satıcısından siyasiye, doktordan gazeteciye, çocuktan ihtiyara kadar hepimizin yaşayışına ruh ve mana katacak, anlaşılmış, sistemleştirilmiş, hikmetleri, bütünün birliği içinde saklayarak her aleme pencerelerini açacak, büyük mektebin temel hakikatlerini ihtiva eden bir kitaba muhtacız. Bu kitap Kur’an’dır.” sözünden hareketle Nurettin TOPÇU üstadın eğitim anlayışıyla ilgili Türkiye’nin Maarif Davası Kitabından yola çıkarak sunum devam etti.

     Mahir Hoca’nın başarı hikâyesinin arkasındaki birinci unsur, onun mesleği ile ilgili yaklaşımıdır. Hoca, öğretmenliğe büyük bir idealle yaklaşmıştır. Yani Mahir Hoca’nın iyi bir “niçin”i vardır ve bu “niçin” ona “nasıl” yapacağını buldurmuştur.

     Bir gün öğrencileri kendisine, “Hocam, neredeyse ailenizden daha çok bizimle vakit geçiriyorsunuz, neden böyle yapıyorsunuz?” diye sorduklarında Mahir İZ, “Sizler benim talebemsiniz evladım! Bir hoca için talebe, evlattan daha evlâdır! En hayırlı vâris, talebedir! Evlat, idealini suistimal edebilir; ama talebe etmez! Senin amel-i sâlihini evlattan ziyade talebe devam ettirir. Allah muhafaza buyursun, evlat hayırsız çıkabilir; ama talebenin hayırsız çıkma ihtimali daha azdır.” diyerek öğrencilerine ve mesleğine olan bakış açısını dile getirmiştir. Bu niyet ve yaklaşım beraberinde öğrencileri için yapılan olağanüstü fedakârlıkların kapısını aralamış ve böylece Mahir İz, talebelerinin gönlünde taht kurmuş, onların zihin ve gönül dünyalarında kalıcı izler bırakabilmiştir. Yine onun,  “Dünyaya yeniden gelecek olsam tekrar öğretmen olmak isterdim…” sözünü sık sık tekrar etmesi, vazifesine olan iştiyakının göstergesi olmuştur. Hatıratından yola çıkarak Mahir İZ hocamızın eğitim anlayışı üzerinde istişare edildi.

     Celalettin ÖKTEN, Nurettin TOPÇU ve Mahir İZ hocalarımızın hayat hikayeleri ve eğitimi bakış açılarından örneklemlerin sunumları idarecilerimize farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Yapılan çalışmada okumanın özellikle bizlere ruh kazandıracak böyle güzel örnekler üzerinden yapılmasının çok faydalı olduğu kanaatiyle çalışmalarını sona erdirdiler.